İnsanların Oynadığı Oyunlar
Psikiyatri dünyası için çok önemli kabul edilen bu kitabı taaa Divan'ı okuduğumdan beri listeme koymuştum. Bir türlü fırsat bulup alamamıştım ki geçenlerde bir arkadaşım hediye etti.
İlk sayfalar çok iyi gidiyordu. Irwin Yalom boşuna beğenmemiş diye memnun olmuştum fakat sonrası hayal kırıklığı. Kitap teknik bir dille yazılmış. Oldukça sıkıcı ve anlaşılır değil. Bir sürü oyun modeli yer alıyor içeriğinde (bkz: aşağıdaki resimler), isimleri oldukça eğlenceli ve keyifli ama bu oyunların pratikteki karşılıklarına dair verilmiş bir örnek yok.
Kitap benim anladığım kadarıyla şunu diyor:
Bebekler için dokunulmak nasıl hayati bir ihtiyaçsa, yetişkinler için de ''sıvazlanmak'' öyle bir ihtiyaç. Berne'e göre sıvazlanmak:
''Bir kişinin diğerinin varlığını onayladığını gösteren bir mesaj''
Oyunlar işte bu sıvazlanma ihtiayacını karşılamak için üretilmiş. Berne oyunu şöyle tarif ediyor:
''Yüzeysel olarak akla yatkın gelen ,aslında gizli bir motivasyonu olan , iyi tanımlanmış, kestirilebilir bir sonuca doğru giden , bir dizi önceden planlanmış işlem''
Bazı oyunlar:
Sen olmasaydın/ senin yüzünden
Eşler arasında oynanan en tipik oyun günlük konuşma dilinde sen olmasaydın/ senin yüzünden oyunu olarak bilinir.
Bayan White kocasının onun sosyal aktivitelerini kısıtladığından ve bu yüzden dans etmeyi bir türlü öğrenemediğinden yakınıyordu. Bayan White terapiye gelmeye başladıktan sonra kocanın kendine olan güveni azaldı ve karısına daha hoşgörülü davranmaya başladı. Kadın hemen bir dans kursuna yazıldı, ne var ki dans pistlerinin onu korkuttuğunu fark etti ve kurstan vazgeçti.
Bu ve buna benzeyen başka durumlar Bayan White'ın evliliği ile ilgili önemli gerçeklere işaret eder. Bir kere kendisine talip olan onca kişi arasından eş olarak dominant/ baskın karakterli bir erkek seçmiştir. Böylece kendini eğer sen olmasaydın neler neler yapabilirdim konumunda bulmuştur. Kadın arkadaşlarının çoğunun kocası da aynı olduğundan sabah kahvesi için buluştuklarında vakitlerinin çoğunu ''o olmasaydı'' oyununu oynayarak geçirmektedirler.
Oysaki Bayan White'ın tüm yakınmalarına rağmen kocası aslında onu derinden korkutan bir şeyi yapmasına hatta korkularının farkına varmasına bile izin vermeyerek ona büyük bir hizmette bulunmuş oluyordu. İçindeki Çocuk ego durumu, bu nedenle bu tür bir koca seçmişti.
Bay White sosyal düzeyde '' Evde otur ve ev işleriyle uğraş'' derken Bayan White ''Sen olmasaydın şimdi dışarda eğleniyor olurdum'' demektedir. Psikolojik düzeyde ise (açığa vurulmamış evlilik sözleşmesi) çocuk-çocuk ilişkisi vardır ve diyalog şöyledir:
Bay White: Eve geldiğimde seni mutlaka evde bulmalıyım, terk edilmekten çok korkuyorum
Bayan White: Beni fobilerimle yüzleşmekten kurtarırsan dediğini yaparım.
Oyunun varoluşşal avantajı Bayan White'ın 'Tüm erkekler zorbadır' algısının onaylanmasıdır.
Oyunun içsel psikolojik avantajı libidonun üzerinde bıraktığı etkilerdir. Bu kadın sosyal haklarından mahrum edilmekten ve zorbalıktan cinsel bir heyecan duymaktadır.
Oyunun dışsal psikolojik avantajı kadın kocasının kısıtlamalarına boyun eğerek ona korku veren toplumsal olaylardan uzak kalmasıdır.
Oyunun içsel sosyal avantajı, bu oyunun kadının kocasıyla geçirdiği zamanı yapılandırmasına yardım etmesidir. Bayan White'ın durumunda , kadının kocasıyla başka bir ortak alanı yoktur.
Oyunun dışsal sosyal avantajı sabah kahvesinde diğer kadınlarla konuşulacak bir konu olmasıdır. Oyunların arkadaş seçimindeki etkisine bu iyi bir örnektir. Yeni taşınan komşu, kocasının ne kadar yardımsever/ müşfik olduğunu anlatırsa bu grup içinde ömrü pek uzun olmayacaktır.
-----------------------------------------------------------------------------------------
Bezgin
Bu oyun bezgin ev kadınları tarafından oynanır. Bu kadınların metres, anne, hemşire gibi yaklaşık 10-12 rolü oynamaları gerekmektedir. Yapılması gereken kadının aynı anda en fazla bir rol oynamayı kabul etmesidir.
Oyuncu gerçekten bu oyunda iyiyse tek rol üstlenmeyi asla kabullenmeyecektir.
Bu tür bir kadının kocası özenle seçilmiştir: Karısını, annesi kadar yeterli olmadığını düşündüğü vakit eleştirebilen, normal koşullarda aklı başında bir erkek. Kadın aslında erkeğin Ebeveyn ego durumunda yer etmiş olan bir anne fantazisi ile evlenmiştir. Uygun bir hayat arkadaşı bulduğu için içindeki çocuk artık ''yılgın'' rolünü kolay kolay bırakmayacaktır.
-----------------------------------------------------------------------------------------
Neden Şöyle Yapmıyorsun? Evet ama..
Baş roldeki kişi ortaya bir sorun atar. Diğerleri çözüm önerilerinde bulunur. Oyuncu her öneriye evet ama.. diyerek itiraz eder. Herkes pes edip ortalığı bir sessizlik kaplayana kadar oyun devam eder. Burada amaç bilgi almak- çözüm aramak değil Çocuk ego durumuna güvence vermek ve mutlu etmektir. Vakaların çoğunda oyuncu çözüm önerenler kadar zeki ve akıllıdır. Oyuncu her hamleden ve itirazdan keyif alsa da asıl ödül herkesin beyinlerini çatlattıktan sonra ortama hakim olan sessizliktir.. O an, yetersiz olanın oyuncu değil çözüm önerenler olduğunun sergilenmesidir..
Örnek vaka:
oyuncu: Kocam tamir işlerini yapmakta ısrar ediyor ve hiçbirini düzgün yapmıyor
diğeri: Neden bir marangozluk kursuna gitmiyor?
oyuncu: Evet ama vakti yok
diğeri: Neden ona bir kaç iyi alet almıyorsun?
oyuncu: Evet ama onları kullanmayı bilmez ki
diğeri: Neden bir marangoz bulup işlerini ona yaptırmıyorsun?
oyuncu: Evet ama bu çok pahalı
diğeri: O zaman onun yaptığı işleri neden öylece kabul etmiyorsun?
oyuncu : Evet ama hepsi günün birinde çöküyor
-----------------------------------------------------------------------------------------
Kitapta içindekiler sayfalarında görebileceğiniz gibi 36 tane oyun var. Benim beklentim her bir oyunun tek tek tıpkı sen olmasaydın/ senin yüzünden oyunu gibi açıklanması, örneklenmesi idi ve çok heyecanlanmıştım. Maalesef hepi topu 5-6 oyun için örnek verilmiş. Diğer oyunlar ise tez ve antitezleri verilerek teknik bir dille açıklanmış.
Çok beğendiğim iki kısmı daha yazarak İnsanların Oynadığı Oyunlar'ı yorumlamayı bitiriyorum. Bu konulara ve oyunlara ilginiz varsa okumakla, yine de çok şey kazanabileceğiniz bir kitap olduğunu düşünüyorum.
'' -Borçlu - oyun olmaktan öte bir olgudur. Amerika'da bu konu Afrika'daki bazı orman köylerinde yaşayan kişilerde olduğu gibi tüm hayatı kapsayan bir senaryo olmaktadır. Oralarda adamın akrabaları büyük paralar ödeyerek ona bir eş satın alırlar ve onu ödemesi hayat boyu sürecek bir borç içine atarlar. Amerika'da tek fark satın alınanın bir eş değil ev olmasıdır. Kazığı atanlar akrabalar değil bankalardır.''
''Küçük bir oğlan çocuğu kuşları mutlulukla izler ve dinler. Sonra ''iyi baba'' gelir ve oğlunun ''gelişmesi'' için bu deneyiminde ona ''eşlik etmesi'' gerektiğini düşünür. Şöyle der:''Bu bir alakarga, şu da bir kırlangıç''. Çocuk hangisinin alakarga, hangisinin kırlangıç olduğunu anlamaya çalışırken kuşları ne görür ne duyar. Onları babasının istediği şekilde görmek-duymak zorundadır. Baba da kendine göre haklıdır çünkü pek az insan hayatını kuşların cıvıltısını dinleyerek geçirmektedir. Küçük çocuğun eğitimine ne kadar erken başlarsa o kadar iyi olacaktır.''
''Bir deneyimi başkasından ikinci el olarak değil de ilk elden yaşayabilme yeteneğine farkındalık denmektedir. ''
NOT: Tüm italik cümleler kitaptan alınmıştır.
1 yorum
Çok enterasan bir kitaptan bahsetmişsin. Geçen cuma günü Yazı Evi'nde Yeşim Hoca'nın verdiği bir eğitime katıldım. Konu Arketiplerdi. Şimdi senin yazdıklarını okuyunca aynı tanımlamalarla nitelendirilmese de aynı şeyleri öğrendiğimizi fark ettim. Bir şeye karşı kendini açarsan sahiden o şey sana doğru akıyor. Arketipler eğitiminden maksimum fayda ile ayrıldığımı düşünüyorum. Üç oturumdan oluşan bir eğitim bu. Ben şimdilik ilk kısmına katıldım ama en kısa zamanda diğerlerine de katılmak istiyorum.
YanıtlaSilSevgiler