Haftasonu Manzaraları

Yazar Çarşamba, Temmuz 01, 2015 , ,



Mumcular'da Etrim köyüne gittik. Halıcılıkla geçinen bir ailenin epeyce emek harcadığı, turistler tarafından ziyaret edilen, hala geleneksel yöntemlerle ip eğirip, kök boyalarla boyadıkları evlerine konuk olduk.

El dokuması halıya basmak çok güzel bir his. Yumuşacık . Kullanıldıkça yenileniyor, parlıyormuş hakiki el dokumaları. Ayrıca değeri de artıyormuş. Bir tür yatırım gibi bile düşünülebilirmiş.



Yer sofrası çok güzel, oturmak rahat ama üç bizde, üç onlarda çocuk vardı ve en büyüğü beş yaşında. Yerde yemek konsepti bizi biraz zorladı.

Yol çok uzun sürdü, döndüğümüzde perişan vaziyette kendimizi yataklarımıza zor attık. Şükür ki ikisi de yolda uyudu.
''Sarıl abiye'' dediğimiz zaman gidip sarılıyor hemen. Donsuz paşalarım benim. Bir kaç gündür ''abi'' diyor anlaşılır bir şekilde. ''Araba, aydede, aşağıda, burada, bitti '' bugünlerde ağzından dökülen diğer kelimeler.

Akşam üzeri sahile indik. Eren taş attı bol bol suya. Kimseler olmuyor ve huzur elle tutulur bir şeye dönüşüyor o saatlerde.

Yıldız Bina'da son fotoğrafımız. Olağanüstü değil mi?





Emre ana sınıfına geçti. O kadar güç ki kabullenmek. Daha dün okula alışamayacak diye salya sümük ağlıyordum ben.
Fi'yi okuduğumdan beri ; bu da demek oluyor ki bir yıla yakın süredir almaya niyetlendiğim Hayatın Kaynağı'nı nihayet alabildim. Murat Menteş de uzun zamandır listemdeydi.  



Bodrum'da sahiller henüz boş ama çalışanların mesaisi yoğun. Her akşam üzeri şezlonglar toplanıyor, kumlar temizlenip masalar kuruluyor. Metrekareye bir kaç işletme düşen Bodrum'da esnafın işi kolay değil.
İş çıkışı hatta yediye doğru sahile gitmek, her zaman kıyafet dolu arabada tek bir tişört bile olmaması, çocukların tabi ki ıslanması hatta Emre'nin duşa girmesi ve çıplak çocuğu hastane önlüğüne sarmak isimli çalışmamız.


Benzer Yazılar

0 yorum