''Bu arada benim adım Rico. Yeri gelmişken derin yetenekli bir çocuk olduğumu açıklamam da iyi olur galiba. Anlamı şu: Çok şey düşünebiliyorum ama bu diğer insanlara kıyasla biraz daha uzun sürüyor. Sorun beynimde değil, beynim gayet normal büyüklükte ama bazen bazı şeyler kafamdan dışarı düşüyor ve ne yazık ki neyin nereden düşeceğini önceden hiç kestiremiyorum.''

''YER ÇEKİMİ: Bir şey senden daha ağırsa, seni kendine doğru çeker. Örneğin yer, neredeyse herşeyden daha ağır, bu yüzden kimse yerden aşağı düşmüyor. Yer çekimi memeler ve elmalar için çok tehlikeli. Galiba diğer yuvarlak nesneler için de.''

''Oskar o tuhaf kılık kıyafetiyle sürekli, doğal ürünler satan dükkanlardan alınan sebze, meyve ve şekersiz müsli yemek zorunda olan çocuklardan biriymiş gibi öylesine derli toplu görünüyordu ki şöyle demeden edemedim: ''Bu öğlen bizde ketçaplı balık kroket vardı, o yüzden tereyağımız bitmişti''

''Bayan Dahling bulanık gözleriyle dosdoğru bakıyor ve artık kımıldamıyordu. Gri duygu üzerine her çöktüğünde biraz ürkütücü oluyor. İnsan yalnız olduğu için gri duyguya kapılır.''

''Birkaç saniye sonra annem üzerinde fırçayla çizilmiş izlenimi veren Japon sabahlığı içinde çıkıp geldi. Ara sıra bu yazıların ne anlama gelebileceği konusunda tahmin yürütüyoruz: Günaydın, Dünyada barış ya da Lütfen daha çok sebze yiyin! ''

''Belli ki insan çok akıllıysa böyle oluyor ; ne zaman güzel birşey düşünsen aklına yanı sıra hemen birkaç tane korkunç şey geliyor.''

''İnsan bazen sabah uyanır, gözünü açar ve anında aklına güzel bir şey gelir. Sanki karnında, içini ısıtıp aydınlatan küçük bir güneş doğuyor gibidir.''

''Annem bana bakmadan kahvesini tazeledi. Fincanından bir yudum aldı ve hıçkırmaya başladı. Sanki bir yağmur bulutu yanımıza sıkışıp mutfağa girmişti. Annemin ağlamasına hiç dayanamam. O ağladığında sevgili tanrı ışığı kapatmış gibi her yer kapkaranlık oluyor.''

''DEPRESYON: Gri duygu. Bu laf anneme ait. Eğer bütün duyguların bir tekerlekli sandalyede oturuyorsa , buna depresyon denir. Duyguların elleri çoktan kopmuştur ve ne yazık ki o anda tekerlekli sandalyeyi itecek kimse yoktur. Muhtemelen tekerlek de patlamıştır. Çok yorucu bir durumdur. ''

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Berlin'de geçen, benim bile bildiğim Karstadt, Edeka gibi market adları içeren, Türk mahallesi ve dönerden bahseden, 11 yaşlarındaki oğlunun yanında külotla gezen , gece kulubünde çalışan bir adet anne ve kask ile dolaşan bir adet çocuk içeren çok tatlı, etkileyici, yürek ısıtan bir kitap.

İlk kez bu kategoride bir kitap tavsiye ediyorum. İyi okumalar.