Ayrılık; doğurup büyüttüğün, gözünün içine baktığın evladının giderek senden uzaklaşması, başına gelen şeyleri senin artık anlayamıyor olman, yaptıkları ve o başına gelen şeyler karşısında takındığı tavırla seni yerine mıhlaması, ne yapacağını bilmemek, öylece kalakalmak..

Ayrılık; aynı ülke sınırlarında olduğunu bilsen de kalkıp yanına gidememen, gittiğinde neyle karşılaşacağını bilmemen

Ayrılık; birlikte pembe panjurlu evler, çocuklar hayal ettiğin, annene dahi söylemediğin şeyleri gözyaşlarıyla anlattığın hayat arkadaşına , mevcut yaşamından-işinden- arkadaşlarından mutlu olmadığını ama değiştirmeye de gücünün yetmediğini anlatamaman

Ayrılık; hayatın farklı dönemlerinde farklı ihtiyaçların olduğunu kabullenememesi, hep aynı ilgiyi / özeni bekleyip de bulamadığı için sana kırılması

Ayrılık; içten içe onun için sevinsen de başka evlerde, başka sofralarda senin evinde/ sofranda olduğundan daha keyifli olduğunu görmen

Ayrılık; onun gündelik içindeki ayrıntılarından hiç haberdar olmaman; çocukları nasıl vakit geçirir, kahvaltıda ne sever, dün gece televizyonda ne izledi, kiminle ne yazıştı, bu aralar kimlerle oturup kalkıyor, en son ne aldı üstüne-başına gibi aslında hayatın taa kendisi olan detayları bilmemen..

Ayrılık; yan yana oturduğunda konuşacak bir şey bulamaman, konuştuklarının ise tatsız-tuzsuz konular olması, aynı şeylere gülmemen, aynı kitabı / filmi merak etmemen..

Ayrılık; seni çok heyecanlandıran bir şeyi ona -nasılsa anlamayacak- duygusu ile anlatmaman, çok sevdiğin bir kitaptan sesli okumalar yapamaman..

Ayrılık; senin hiç hazzetmediğin biri ile sarmaş dolaş olduğunu görmen..

Ayrılık: ölüm Allah'ın Emri ayrılık olmasaydı cümlesinde sızlayan kalp, ''Mevlam ayrılık vermesin gökte uçan kuşa Leyla'' satırında dolan göz..