Divan
görsel şuradan |
Çok ,çok sevdiğim bir kitap. Su gibi akıp giden, merakla okunan, düşündüren. Sanırım 10 yıldır kitaplığımda çünkü ben satın almadım bunu, nereden geldiğini de bilmiyorum. Eşimin evdeki ''kumbara kitapları''ndan biri olması hasebiyle sıklıkla içinden para aldığım bir kitap aynı zamanda :) (Evde en fazla 2 tane kitabın arasına para koyuyor ki acil durumlarda kullanabilelim, ben pek katkı yapamıyorum. Bilin bakalım neden?)
Çok satan yazar Irvin Yalom'un iki kitabı bende iz bıraktı: Niçe Ağladığında ve Divan. Bir-iki eserini daha okudum ama hiç kayda değer bulmadım.
Divan'da müthiş bir kurgu var. Önce yaşlı, koltuk değnekleriyle yürüyen, ilerleyici bir hastalığı olan ünlü bir psikiyatrın hikayesini okuyoruz. Genç bir bayan hastasıyla ilişki kurmuş ve dava edilmiş. (Tüm kitap boyunca terapist-hasta ilişkisini kurcalıyor yazar. Birçok doktorun mesleğini kötüye kullandığını ve cinsel olarak hastadan faydalandığını yazıyor. ) Kahramanımız Ernest ise bu davada bilir kişi. Yaşlı doktorun hikayesi ve söyledikleri sonucunda aslında ilaçla tedavi uzmanı olan Ernest kariyerine psikoterapist olarak devam etmeye karar veriyor.
Amerikan yasaları gereğince her terapist kendi de terapi almak zorunda. Ernest'in gözetmeni Marshal isminde, 60 yaşlarında, kendine çok güvenen, atletik, oldukça hırslı bir adam. Ernest'in üzerinde demir bir yumruk gibi. Onu sürekli eleştiriyor, seansa 5 dakika gecikse dakikalarca analiz yapıyor, hiç bir kuralsızlığa-disiplinsiz tek bir davranışa asla tahammülü yok.
Bir diğer kahraman tam 5 yıldır haftada 3 kez terapiye gelen Justin. Berbat bir evliliği, tam bir cadaloz olan avukat bir karısı var. Ernest yıllarca adamı boşanmaya sevk etmeye çalışsa da sonunda pes ediyor ve sıkılmaya başlıyor. Derken bir gün Justin, 19 yaşında bir kıza aşık olup evi terk ediyor! Karısı Carol, korkunç bir öfkeye kapılıyor ve sümsük kocasının asla buna cesaret edemeyeceğine, asıl suçlunun Ernest olduğuna karar vererek, intikam almaya yemin ediyor. Planı, doktoru baştan çıkararak lisansını kaybettirmek.
Bir de Paul var, Ernest'in eski arkadaşı. Ayda bir kez buluşup bana son derece anlamlı ve esprili gelen uzun konuşmalar yapıyorlar.
Kitap boyunca psikoterapi hakkında pek çok şey anlatılıyor. Kahramanların nezdinde anlatılanların somutlaşması sıkılmayı engelliyor.
Enstitü başkanı olmayı kafasına koymuş olan Marshal ( demir yumruk ), kendi gözetmen analistinin suçlanmasına ön ayak oluyor ve telafi terapisi adı altında , asla olmaması gereken bir proje başlatıyor. Hatalı terapi yaklaşımını telafi etmek üzere icat edilmiş bu projeye bir kişi başvuruyor; iflah olmaz bir kumarbaz olan , kumar tutkusu nedeniyle işini kaybetmiş ,evliliği de sallantıda olan bir adam. Karısını kandırmak için bu telafi işine başvuruyor ve enstitüyü dava etmeye kalkıyor. Davadan vazgeçmesinin tek şartı, Marshal'ın adamla kumarhanede iki saat geçirerek onu poker oynarken izlemesi ve nasıl açık verdiğini tespit etmesi.
Bu arada Marshal'a çok zengin bir hasta terapiye geliyor ve terapi bitişinde asla redddedemeyeceği bir teklif sunuyor.
Bundan sonra Marshal için düşüş zamanı. Oldukça profesyonel olan bu adamın kendi derinlerinde yatan hiç bir duyguyu analiz edemediğini, kendi açıklarıyla hiç yüzleşmediğini, aslında sıfır iç görü sahibi olduğunu hem de cadaloz avukat Carol'un hukuki danışmalık seansları boyunca yaptığı konuşmalarla öğreniyoruz. Carol Ernest'i baştan çıkarmanın pek de iyi bir plan olmadığını fark etmiş ve kendi seanslarında Marshal'ın sorunlarını muayenehaneye taşıyor.
Kitap böylece bitiyor, okuma hevesinizi kaçırmamak adına çok fazla ayrıntı vermemeye çalıştım. Hele ki psikiyatri ile ilgili iseniz zevkle okunacak bir eser. Rahatlıkla tavsiye ediyorum.
5 yorum
Bu tarz insan yaşamının derinlikleriyle ilgili kitaplar hoşuma gidiyor benim de.. Hatta fi/çi/pi bir psikiyatristin hastalarıyla hikayeleri diye biliyordum... Sırf bu sebepten okumaya başladım ama umduğum gibi çıkmadı tabiki.. Yine de okumaktan vazgeçemedim meraktan :)
YanıtlaSilBu kitabı not ettim, teşekkürler...
Rica ederim, zevkle paylaştım. Umarım okursunuz, çok keyifli bir kitap.
SilNietzsche Ağladığında bir solukta okuduğum kitaplardan. Geçenlerde Yalom'un farklı bir kitabını okudum ama pek beklediğim tadı alamamıştım, Divan aklımda olsun...
YanıtlaSilsenin seveceğini tahmin ediyorum Filiz. Günaydın :)
SilKitaplar arasına para koymak güzel fikir aslında, lise yıllarımda bende yapardım sonra kitabı arkadaşa verirdim tabi içinde para olduğunu unuturdum dolayısıyla parada giderdi :)
YanıtlaSilKitap konusunda sana sonuna kadar güveniyorum gönderdiğin kitaplar okuduğum en güzel kitaplardı diyebilirim abla. İnşallah bu kitabı da internette bulursam sipariş vereceğim elimdeki kitaplar bittiğinde. Kitap yorumun için teşekkür ederim Elif abla.