Fare Evi, Sam ile Julia
Çocuk olmak ''küçük'' olmaktır, herkes ve herşey kocamandır, sense hep küçüksündür. Bedenin , ellerin ayakların küçüklüğü bir tarafa, iraden de küçük kabul edilir. İstemediğin halde yemek, uyumak (içinden çıkamayacağın bir yatakta) , televizyonun karşısından kalkmak, sorulanlara cevap vermek (kardeşini seviyor musun, kaç yaşındasın, okula gidiyor musun, büyüyünce ne olacaksın) , öpmek , kendini öptürmek (Aaaa, olur mu ama babannen seni çok özlemiş, öpsün bir kere) , ağlamamak ve daha nice şeyleri yapmak /yapmamak zorunda kalırsın. Çünkü küçüksün sen. Büyükler senden talep ettikleri şeyleri yapmayabilir, kötü beslenir, geç uyur, yalan söyler, işe gitmez, annesini babasını öpmez, kavga eder, bağırır çağırır, birbirine küser, çünkü onlar büyük.
Her çocuk bu işte bir terslik olduğunu 3-5 yaş arasında anlamaya başlar. Büyük olmak iyidir. Küçük olmak kötüdür. O nedenle belki bir çoğu kendisinin diğer her şeyden büyük olduğu evler, şehirler, otoparklar inşa eder yapabildiğince.
Karina Schaapman bu şahane evi inşa ederken motivasyonu neydi bilemiyorum. Her elime aldığımda hayranlık ve şaşkınlıkla kendimden geçtiğimi söyleyebilirim . Fare Evi Emre'nin favorisi bugünlerde. O da her sayfadaki minicik şeyleri bulup ''Bunu görmüş müydün anne?'' diye soruyor.
Amsterdam halk kütüphanesinde sergilenen Fare Evi, 3 metre boyundaymış, 100'den fazla koridor ve odaya sahipmiş. İçindeki minyatür nesnelerin her biri nereden bulunmuş, nasıl yapılmış bilmiyorum. Şu odada mesela Huggies ve Pampers bez paketleri var. Minicik bir satranç takımı, çay seti, yerdeki ana kucakları ve beşikler, oyuncaklar nerede, kime yaptırılmış acaba?
Bu arada kitabın boyutları normal kitaplara göre büyük ; 30x30 cm gibi. Daha rahat bakmamızı sağlayan ve seyir zevkimizi artıran güzel bir detay olmuş büyük olması.
Gerçek bir evde ne varsa, ıncığına cıncığına kadar koyulmuş odaların içine. Dış mekanlar da var ama benim başımı döndüren iç odalardaki ayrıntı zenginliği oldu. Bir de komodinin üzerindeki kitaba bakın(aşağıda) , Anne Frank'in Günlüğü!
Beni çocukluğumun arka odalarına ustalıkla götüren, kuytularında dolaştırıp kaybolmadan çıkışa ulaştıran, her şeye rağmen ,''çocukluk'' denen o gizemli, zengin ve büyülü coğrafyada kaybolmanın hazzını yaşatan bu kitapla tanıştığım için çok mutluyum. Teşekkürler Bir Dolap Kitap.
2 yorum
Aaa harika.. Ben de Banu yazdığından beri merak ediyordum :)
YanıtlaSilHemen al Esra, ben bir kaç tane alacağım baskısı tükenmeden ;)
YanıtlaSil