Parayı Yönetmek

Yazar Pazartesi, Temmuz 25, 2016





Para...Kapitalizmin altın çağında hiç birimizin sırtını dönemeyeceği bir kavram. Çocukluktan gelen, ana-babanın yaptıkları, söyledikleri ile büyük ölçüde şekillenen, toplumumuzda konuşmanın ayıp olduğu (kadına yaş erkeğe maaş sorulmaz) , yokluğu dert, varlığı dert bir şey..

Benim hikayem şöyle: Dar gelirli bir ailede büyüdüm. Aç kalmadık aman, yanlış anlaşılmasın ama para hep az, hep kıt, zor kazanılan, çok dikkatle harcanması mümkünse hep tasarruf edilmesi gereken bir şeydi. Işıklar mutlaka söndürülür, mümkün olduğu kadar karanlıkta oturulur, hiç bir gıda malzemesi çöpe atılmaz, kıyafet yırtılana kadar giyilirdi.

Anne tarafımda para hala mühim bir anlaşmazlık ve kavga konusu. Neredeyse 90 yaşındaki anneannem bile paranın, altının, bileziğin peşinde. Miras yüzünden herkes birbirine küs. Annem için para hep ulaşılmaz bir şeydir. Bizi her zaman müsrif olmakla suçlar. Ona bir şey aldıysam gerçek fiyatını hiç söyleyemem, azaltarak söylerim genellikle çünkü içine dert olur, giyemez çok para verdiysem.

Babam bize yokluk çektirmemek için çok fedakar davrandı. Ben ilk maaşımı alana kadar kendine gidip bir mağazadan kıyafet aldığını bilmem. Birlikte gidip ona ceket, pantolon, ayakkabı aldığımız günü hala gururla anarım. Ondan bana kalan en güçlü cümle ise ''Para cesarettir'' olmuştur. Hiç unutmam, öyle aklımın bir köşesinde neon harflerle parlar durur. Bir de borçtan çok korkar. Borç namus meselesidir onun için.

Evlenene kadar oldukça tutumlu sayardım kendimi . Eşim borçtan hiç çekinmez, rahat harcar ama her zaman benden çok parası olur, her ay düzenli birikim yapar. Parası bereketlidir. Ondan mı yoksa evlendik evleneli hep borç içinde olmamızdan mı, çocuklardan sonra gelen genel bir boş vermişlikten mi bilmiyorum son yıllarda paramın hesabını tutamıyorum. Elime ne geçiyor, cebimden ne çıkıyor onun bile farkında değilim. Bakıcıya ver, okula ver, markete ver, benzin al, bireysel emeklilik vs derken ipin ucunu kaçırdım gitti.

Kitabı birkaç saatte hızlıca okudum bitti. Hisse senedi, fon vb pek anlamadığım konuları hızlıca geçtim sadece. Deniz hanım yeni bir şey söylemiyor: Ayağını yorganına göre uzat, açık vermeyen bir bütçenin formülü basit diyor: Ya geliri artıracaksın ya gideri azaltacaksın ve gider her zaman gelirden az olacak.

Benim işime en çok yarayan ise para durumumu net ve berrak olarak, herkesten önce kendime dürüst bir biçimde masaya yatırma önerisi oldu. Bugün iki buçuk yıldır çalıştığım iş yerinde ilk kez bordromu inceledim, geçmiş ayların maaşlarına baktım. Önümüzdeki aylardaki kredi kartı harcamalarımı, taksitlerimi gözden geçirdim. Borçlarımı listeledim. Durumun sandığımdan daha vahim olduğunu idrak ettim ve moralim çok bozuldu. Tek kartım olmasına rağmen nasıl da kendimi sanal bir bolluk içinde algıladığımı kaçamayacak bir şekilde fark ettim. Şaka maka kemer sıkma dönemini başlatmak zorundayız biz, hayatımızın her alanında.

Para konusu er ya da geç önümüze çıkacak, enine-boyuna düşünmeye mecbur olduğumuz bir mevzu. Ertelememek lazım, en çok da bunun ayırdına vardığım için yazara teşekkür etmeliyim. Kitabı rahatlıkla tavsiye ediyorum.





Benzer Yazılar

5 yorum

  1. Geçenlerde bir söz okudum, "Zenginler fakir gibi yaşayarak zengin oluyor, fakirler zengin gibi yaşayarak fakir kalıyor." diye. Ben de bu konuda rahat bir insanım maalesef, çocukluğum benzer şekilde geçti, şimdi de pek farklı değil. Ama elimde para kalmamış bir ay sonu hesabıma gelen paraya baktığımda aslında hayat şartlarıma göre 'baya iyi' olduğunu fark ettim. Lakin gelin görün ki yine beş parasız ay kapatıyorum. Bir kredi kartım vardı, düşebileceği en alt seviyeye düşürdükten sonra borcu kapatıp üstüne kartı da iptal ettirdim. Şu an her yerde gururla söylediğim üzere kredi kartı kullanmıyorum. Varsa harca, yoksa biriktir veya harcama kafasındayım. Son iki aydır biraz daha 'elimde kağıt kalem hesap yapmalı' geçiyor. Benim babam da hep "Hepiniz bir biçimde güzel paralar kazanacaksınız, para kazanmak kolay. Asıl mevzu harcamakta." der. Bir lokma - bir hırka felsefesine yanaşıyorum galiba usul usul. :)

    YanıtlaSil
  2. Para harcarken kazanılır sözünü okuduğumda ilk olarak anlayamamistim. Ben sürekli para yok , bitecek fikrine odaklanmamak gerektiğini düşünüyorum. Annem hep "yok dersen yok olur" derdi. Babam tutumluydu ama bizi yokluk psikolojisiyle büyütmediler. Harcama yaparken sadece düşünürüm "bunu almak bana neye mal olur,almadan ne kaybeder? " derim . Eşyalara gereksiz anlam yukledigimizi farkettigimden beri param yetiyor.

    YanıtlaSil
  3. Bu tür kitapları fazla okumadım ama genelde verdiği mesajlar aynı, lüks yaşama, fazla para harcama yatırım yap, bir kaç işi birden yürüt gibi, ama okumak gerek abla, bende sana bir kitap tavsiye edeyim Elif abla, Zengin Baba Yoksul Baba yazarı ise Robert T. Kiyosaki.

    Bu arada güzel kitap yorumun için teşekkür ederim elif abla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de uğradığın için teşekkür ederim Gökhan.

      Güncelleme yapayım: kitabı okuyalı 40 gün kadar olmuş. Kredi kartımı toplamda 5-6 kez kullandım ki benim için çok iyi bir durum. Bunun 2 seferi bir arkadaşa destek olmak içindi ayrıca. Düzenli olarak pazara gidiyorum .Elbette çok darda isem eşimden destek alıyorum ama bana epey faydalı oldu diyebilirim. Uzun süredir bekleyen ufak bir borcun yarısını kapattım bu ay :)

      Sil
    2. Rica ederim Elif abla, senin kitap yorumlarını gerçekten çok beğeniyorum. Ayrıca kitabın faydalı olması çok güzel.

      Sil