BİZİM GİZLİ BAHÇEMİZDEN / NERMİN BEZMEN
Tam da Grinin Elli Tonunu okuduğum günlerde duydum Nermin Bezmen'i. Sır isimli kitabının Elli Ton serisi ile ortak yönleri olduğunu mu okudum, yoksa bir arkadaşım mı öyle söyledi hatırlamıyorum. Bir heves Sır'ı alıp okumuş , ''Eh işte'' kategorisine koymuştum. ''Okumasam da olur, bir şey kaybetmezdim'' demek benim için bu kategori.
Bu kitap tesadüfen elime geçti. Nermin ve Pamir 'in aşklarının hikayesini okurken hiç duygulanmadım. Samimi olduğuna şüphe yok, eşini gerçekten sevmiş, 20 yaşında gencecik bir kızdan beklenmeyecek bir kararlılık ve olgunluk sergilemiş; öyle ki hamile olduğunu anladığında adamı bunaltmamak, strese sokmamak için çocukluk arkadaşı ile evlenip, bebeğin babası arkadaşıymış gibi davranmayı kabul ettirmiş!
Kitapta binlerce kez ''Aşkım, canım, bir tanem, benim sevgili karım'' kelimelerini okumaktan fenalık geldi. En az yüz kez şömineyi yakıp, rakısını şarabını alıp, sevdiği müzik eşliğinde kocasını düşündüğü sahne var. Sanki etten kemikten iki insanın değil, iki dizi karakterinin yaşamını okuyoruz. Belki de benim hiç bilmediğim, yakınından bile geçmediğim ultra zenginlerin dünyası olduğundan sahici gelmedi bana anlatılanlar. Tek bir kötü an, tek bir olumsuzluk yok 40 yıllık birliktelikte. İki çocuk büyütmüşler üstelik. Hayat harika, çocukları harika, .
En çok rahatsız olduğum şeylerden biri de nasıl desem, bu kadar zenginlik içinde olmaması gereken bir gösteriş merakını okumak oldu. Nermin hanım rüyasında kocasını gördüğünü anlatırken adamın Patek Philippe saat taktığını da söylüyor bize mesela.Bunu bilmemize ne gerek var ? Sanki ''Bu yapımda sanal reklam uygulanmaktadır'' yazan televizyon ekranına bakıyoruz. Markalar, terzi isimleri, kumaş çeşitleri, antikalar, tekne turları, yurt dışı gezileri derken çiftin ne kadar aşık olduğu değil, ne kadar zengin olduğu gözümüze sokuluyor gibi geldi.
Sonuç : Okumayın kardeşim, Hayatınız çok sefil gelebilir gözünüze, zengin bir adamla evlenebilecek kadar akıllı, güzel ve donanımlı değilseniz tabi.
Bu kitap tesadüfen elime geçti. Nermin ve Pamir 'in aşklarının hikayesini okurken hiç duygulanmadım. Samimi olduğuna şüphe yok, eşini gerçekten sevmiş, 20 yaşında gencecik bir kızdan beklenmeyecek bir kararlılık ve olgunluk sergilemiş; öyle ki hamile olduğunu anladığında adamı bunaltmamak, strese sokmamak için çocukluk arkadaşı ile evlenip, bebeğin babası arkadaşıymış gibi davranmayı kabul ettirmiş!
Kitapta binlerce kez ''Aşkım, canım, bir tanem, benim sevgili karım'' kelimelerini okumaktan fenalık geldi. En az yüz kez şömineyi yakıp, rakısını şarabını alıp, sevdiği müzik eşliğinde kocasını düşündüğü sahne var. Sanki etten kemikten iki insanın değil, iki dizi karakterinin yaşamını okuyoruz. Belki de benim hiç bilmediğim, yakınından bile geçmediğim ultra zenginlerin dünyası olduğundan sahici gelmedi bana anlatılanlar. Tek bir kötü an, tek bir olumsuzluk yok 40 yıllık birliktelikte. İki çocuk büyütmüşler üstelik. Hayat harika, çocukları harika, .
En çok rahatsız olduğum şeylerden biri de nasıl desem, bu kadar zenginlik içinde olmaması gereken bir gösteriş merakını okumak oldu. Nermin hanım rüyasında kocasını gördüğünü anlatırken adamın Patek Philippe saat taktığını da söylüyor bize mesela.Bunu bilmemize ne gerek var ? Sanki ''Bu yapımda sanal reklam uygulanmaktadır'' yazan televizyon ekranına bakıyoruz. Markalar, terzi isimleri, kumaş çeşitleri, antikalar, tekne turları, yurt dışı gezileri derken çiftin ne kadar aşık olduğu değil, ne kadar zengin olduğu gözümüze sokuluyor gibi geldi.
0 yorum