İçimdeki Sesler

Yazar Salı, Şubat 09, 2016 , ,

Görsel şuradan
''Amannn, her şey boş, sonuçta yiyeceğimiz bir dilim ekmek, içeceğimiz bir bardak çay. o kadar uğraşıp sonunda ne olacak sanki? Cebinde üç-beş kuruş varsa, başında da bir çatı, yat, keyfine bak.''

''Yahu, sen ne oldun ne başardın ki başkasına yol gösteresin? Kendi yolunu çizmeyi bilmedin, yanlış seçimler yaptın, o yanlış seçimlerde ısrar ettin, korktun, geri dönemedin, olduğun yerde kaldın. Dur işte durduğun yerde, hayatından memnun olmaya bak, senin yerinde olmak isteyen yüzlerce kişi yok mu? Maceraya ne gerek var?''

''Yahu bizden ne olur Allah aşkına? Geldiğimiz yer belli işte. Allah yardım etti, işimiz rast gitti, iş-güç sahibi olduk. Yat-kalk şükür et. Şükür et kızım şükür et (Anneannemin ses tonu ile) .''

''Başarı dediğin ne? Başarının tanımı herkese göre değişmiyor mu? İnsan ne zaman kendini ''Başarılı'' kabul eder?''

''Hayatta en önemli şey çocuklar, anne-baba olmak. Gerisi hikaye.''

Diyor içimdeki sesler ve ben dinliyorum farkında bile olmadan çünkü durdum, hevesle girdiğim yolların biri daha tıkandı gibi. Biliyorum ki bu yolun sonu çıkmaz bir yere çünkü kodlar çok net. İnandığın şeyler bilincindekiler değil, o kocaman karanlık ülkede duruyor asıl seni sen yapanlar.

Çok emin olduğumu düşünüyordum, çok da gayretliydim, şimdi tam olarak ne oldu bilmiyorum ama şu satırları yazarken içimde sorular sıralanıyor:

''Tam olarak sorunum ne?
Beni durduran tam olarak ne?
Ne olsa kendimi ''tıkanmış'' gibi hissetmezdim?''

Bir taraftan şunu da biliyorum, teoride ne kadar emek harcarsan harca insanı ancak deneyim zenginleştiriyor.Yani o toto, koltuktan kalkacak arkadaş! O kalp çarpıntısı, yüz kızarması yaşanacak, gerekirse mahcup olunacak, yüzleşilecek en zayıf-ürkek benliklerle.

Çünkü:


Geçenlerde Görkem bir yazı yazmıştı:
Bu kadar tarif edilebilir sahiden de hissettiklerim. Ellerine sağlık Görkem. Diyor ki: Eğer hayallerini gerçekleştirmezsen, birileri seni başkalarının hayallerini gerçekleştirmen için kiralayacaktır. 

Şimdi ben şu ''tam olarak'' meselesine çalışmaya gidiyorum..Yakında sahiden ''kalkmak ve yürümek'' umuduyla.

Not: Lütfen bu harika yazıyı okuyun ve etrafınızdaki farklı insanların değerini bilin. 










Benzer Yazılar

11 yorum

  1. Zaman insanı tıkatan en önemli unsur. Beni tıkatan ne? diye sorduğumda çıkan genelde bu oluyor.

    YanıtlaSil
  2. Emek harcamak çok önemli; emek olmazsa tecrübe de kazanılmıyor. Her ikisini de yok saymak mümkün değil. İstanbul'a ilk geldiğim yıl 'hep başkasına çalışıyorum, birilerini zengin ediyorum' diye hayıflanmaya ve tükenmişlik sendromunun içine düşmeye başlamıştım. Başkalarına kızıyordum, İstanbul'a yükleniyordum vs ama asıl sorun bendeydi. Şikayet ettiğim her şeyi günün sonunda kapının dışında bırakmaya karar verdim. Evren'e her gün bir tuğla daha eklemeye çalıştım. Beni var eden şeyleri (blog, fotoğraf, kitap) tekrar elime aldım. Yorulmuyor muyım; hâlâ çok yoruluyorum. Lâkin bir öncekiyle bir sonraki ben aynı olmasın diye emek harcıyorum; deneyimliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İŞte bunlar hep bakış açısı mı diyorsun Evren:) Teşekkür ederim, hoşgeldin. Arada uğrasan ne iyi olur böyle.

      Sil
  3. Yazıyı okurken kendimi düşündüm genelde kafama koyduğum şeylerde kimse beni kolay kolay yolumdan döndüremez. Buna kendi iç sesim de dahil. Çünkü ben her zaman bir işe girişmeden engelleri tam anlamıyla göremeyeceğimizi düşünürüm. Yani yaşamadan öncesinde kurduklarımız asla gerçekçi değil ve genelde gerçeğinden daha büyük oluyorlar. Bu bir. İkincisi de süreçte karşımıza illa ki yeni şeyler çıkacak. Yeni şeyler her zaman kişiye zor gelir, alışılagelmiş olanı ele almak koaydır. Fakat bu yeni şeylerle yüzleşme/ele alma/çözme becerisini kazandıkça ne olacağını kestiremediğin her yeni şey bile artık seni korkutmayacak. Çünkü üç aşağı beş yukarı nasıl başedeceğini öğrenmişsindir. Üçüncüsü aşılması gereken her yeni şey her engel yeni bir macera. Ve ben inanırım ki karşımıza çıkan bu sınavlar doğru zamanda geliyorlar. Demek ki onu aşabilecek gücüm var, bu sınavdan da birşeyler kazanıcam deyip elimden geleni yaparım. Uzun lafın kısası içindeki heves yeterince güçlü ise ayrıntıları düşünmemek lazım, zamanı gelince her biri ile sırayla başediliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bravo, işte bu ! Ne güzel, pek bi imrendim sana Gece. Teşekkürler yorum için. Uzun uzun yorum yazmayı herkes yapmıyor, olunca da pek değerli oluyor ve tekrar tekrar okuyorum.

      Sil
  4. Sevgili Elif 2007 yılında blog alemine daldım sonra blogumun içeriğini değiştirip 2010 yılında kendi hayatım ve okuduğum kitaplara döndürdüm. Her konuda olduğum gibi bloguda istikrarlı yürütemedim şuanda çok geriden gelerek sadece okuduğum kitapları yazabiliyorum, fakat senin blogun bana eski günlerde blog okumaktan ne kadar zevk aldığımı hatırlattı istikrarlı bi şekilde yazdığın yazıları okumak çok güzel zira instagramda ve facebook aleminde herkesin hayatı mükemmel herkes mükemmel eşlere ve uslu çocuklara sahip evleri hiç dağılmıyor işleri hep rast gidiyor. Bazen oturup instagramda ya da internette acaba benim bugün oğluma kızdığım gibi kızan anne varmıdır acaba eşini boğmak isteyen kaç kadın vardır diye araştırma yaparım.İnsanların hayatlarını neden farklı gösterdiğini hiç anlamam bunu yapmak kendine yalan söylemektir o yüzden hayatımızda bize yol gösterecek insan kendimizden başkası olamaz kendin için en doğru yolu sen bilirsin sonu hüsranda olsa denedim olmadı deyip kimseye açıklama yapmak zorunda kalmazsın. Alacağım kararlarda ilk önce eşime sorarım aynı yastığa baş koyduğum insan benim fikrime katılıyormu göremediğim noktaları başkasının gözünden benim adıma görür eğrisini doğrusunu söyler biran için heyecanla verilmiş bir karar bazen o söylediğinde gözüme tam net görünür. Onun haricinde birisinin yanında bir planımdan bahsetsem inan beni kanser edene kadar soru sorup negatif fikirleriyle beni boğarlar sonuçta şu ağzımı tutamadım diye yine kızarım ne gerek var içinde tut derim kendime. Bu kişiler genelde anne baba kayınvalide kayınpeder ve kardeş kadar yakın insanlardır malesef....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esra ne hoş gelmişsin böyle, uzun ve ilham verici bir yorumla.

      Blog yazmaya ben de 2010 yılında başladım, büyük oğlum 3 aylıkken. 1 yıl kadar yazdıktan sonra uykusuzluğa bağlı derin bir depresyona girdim ve 1.5 yıl yazamadım. Ne zamanki oğlum biraz toparlandı (2.5 yaş civarı) tekrar döndüm blog dünyasına.
      O mükemmel, incecik, her daim şık, tek işleri çocuklarıyla gezmek, faaliyetlere katılmak olan anneleri takipten çıkaralı çok oldu. Bırakmadığım 3-4 blog var:
      Blogcuanne
      Deli anne
      Fazla anne
      Birkızbiroglan
      3 bebe bir arada
      Kendi izini süren deli (seyrek yazıyor ama sahici bir anne)

      Negatif insanlar konusu epeyce karmaşık. Ben uzun yıllardır psikoloji alanında okuyan bir insanım, özellikle Yetenekli Çocuğun Dramını okuduktan sonra insanlara bakışım çok değişti. Okudun mu? Okumadıysan şiddetle tavsiye ederim. Blogda yazmıştım.

      Sevgiler, görüşmek üzere.

      Sil
    2. Söylediğin blogların çoğunu biliyorum ama düzenli takip etmiyordum hepsini tekrar izlemeye aldım söylediğin kitabıda kitapyurdu sepetine ekledim :)

      Oğlum 35 günlük olduktan sonra ona kendi başıma baktım yıkamak için komşulardan yardım istiyordum pek çok annenin ilk çocuğundaki sorunlar işte , ama bende inanılmaz uykusuz kaldım üst üste uykusuzluk ve yorgunluk hastalıklar derken bende soluğu psikolog ve psikiyatr da buldum :) Hala uykusuz bir çocuk oğlum geceleri muhakkak 2-3 kez uyanır yanıma gelir uykusuzluk sorunu olmasa hep derim 2-3 çocuk daha doğururum diye :)

      Sil
    3. Kulübe hoşgeldin o zaman :) Şimdi kaç aylık? 3 yaş civarı toparlanmaya başlıyor bu uykusuz bebeler. Baba ile işbirliği şart. En azından haftada 2 gece uyumaya çalış kesintisiz. Benim uyumak için otele gitmişliğim var:)

      Sil
  5. Elif oğlum 1 mayısta dolu dolu 4 olacak.Yeni bir döneme giriyoruz gündüz uykusunu kestim zaten uyumamak için çok direniyor bende uyutmak için direniyordum ama baktım akşam 19:00 dan sonra uyku belirtileri tavan yapıyor yemekten sonra yatırıyorum 3-4 gündür akşamları çok mutluyum hatta ne yapacağımı bilemeden dolaşıyorum evin içinde :)). Birde dün itiraf etti korkuyormuş çünkü bu sene okulda kutladıkları cadılar bayramından sonra hayalet , vampir,iskelet adam tarzı şeylere ilgisi arttı bu arada ingilizceye olan ilgiside arttı bende halloowen videoları izlemesine izin veriyordum uzun süredir , ama geceleri uykusundan uyanınca etraftaki eşyaları hayaletlere falan benzetmeye başladı sanırım artık başka bir yöne ilgisini çekmem lazım. Doğduğundan beri aynı odada yatıyoruz uzun süre aynı yatakta yattık ama yazın serin olan odalarına kaçıp nerde bulduysak orta yattık kışında mecbur bir yatak odası ısıttığımızdan aynı odada farklı yataklarda yattık şimdi bahane olacak ama kaloriferli evimiz varda bizmi odasını ayırmıyoruz yani :)))

    YanıtlaSil