YORGUNUM

Yazar Cuma, Temmuz 11, 2014 , ,



Çok yorgunum ..Günlerdir geç uyuyup erken uyanıyorum. Artık kana kana uyumak diye bir kavram olmadığından hayatımda , uyku ile ilgili çabam yok. Beynimin içinde hafif bir vızıltı var sürekli ,hatta karıncalanma; ondan anlıyorum ne kadar yorgun olduğumu. Sabrım çok azalıyor böyle zamanlarda, sanki sınırda bir noktada yaşıyorum. Her an ağlayacakmış ya da gülecekmiş gibi, kırılgan, hassas , aşırı duyarlı bir ruh halinde oluyorum. Böyle zamanlarda patlamaktan, alakasız insanları dehşete düşürmekten çok korkuyorum.

Geçen sabah Emre 7 civarında uyandı. Erkenden evden çıkan babasının peşinden uzun uzun ağladı .Onu sakinleştirip uyuma ümidimi muhafaza ederek, bir gözüm açık bir gözüm kapalı ,sarhoş gibi dolandım evin içinde. Sonra Eren uyandı ve kaka yaptı (9. ay içinde olması gereken aşısını hala yaptıramadım). Uyuma ihtimalini rafa kaldırarak sabah rutinine (sanki var da!) başladık. İşten çıktıktan sonra zinhar ev işi yapamayan ben sabahları tam bir atom karınca oluyorum ve hiperaktif / manik şekilde iş yapmaya girişiyorum. Haftalardır gözüme çarpan banyo halısını yıkamaya kalkmamı başka şekilde açıklayamıyorum. Giyindik, çıktık. Her sabahkinden neredeyse yarım saat erken çıkmanın mutluluğu ve Emre'nin ''bugün okula gitmiycem anne, hastayım, ateşim var, Emine ile kalıcam'' şeklindeki mızıldanmalarının verdiği suçluluk duygusu ile Aktur fırınında kahvaltı etmek için durduk. Mutlu , mesut okula ulaştık. Ayrılma anı geldiğinde ise Emre'nin eli ve dili bay bay diyor yüzü ve sesi ise ''gitme anne'' diye yalvarıyordu ve ben yine geç kalıyordum. Sınıfta vedalaşmak yetmedi, bahçe kapısına kadar geldi, Tam kapıdan çıktım, bir arkadaşla karşılaştım. Selamlaşırken Emre'nin ağlama sesini duydum. Parmağını kapıya sıkıştırmış.Hadi bakalım, geri döndüm ve 15 dakika daha ağlama seansını dinledim. Gayet geç kalmış olarak işe geldim. Sinirlerimdeki tel tel gerilimi tuvalete kapanıp ağlayarak atmaya çalıştım.

Bu aralar erken yatıyor Emre.Uykusuz kalmadığını varsayıyorum. Sınıfta epey yeni çocuk var, eskilerden tatilde olan çok. Yine de iyi anlaştığı çocuklar var. Öğretmenleri değişti. Sıcak çok. Bunlar mı sebep bilmiyorum ama bu ağlama modundan feci derecede daralmış durumdayım. Ota boka ağlıyor çocuk. Üzülmek, teselliye çalışmak bir yandan , insan içinde sürekli ''arızalı'' konumuna düştüğümüzü hissetmek diğer yandan. Sanki diğer çocuklar gayet söz dinler, akıllı, uslu ,bir Emre zaptedilemez gibi geliyor çoğu zaman. Hiç kalabalığa karışmasak, kendi kendimize olsak..

Bir gün hepsi geçecek biliyorum..Amma velakin o zaman iş işten geçmiş olacak..


umut ..



Benzer Yazılar

0 yorum