BODRUM'DA BİRİNCİ YIL BİTERKEN

Yazar Pazartesi, Nisan 07, 2014

Eren'im tam 7 aylık, günlerden 29 mart
Karnımda 16 haftalık küçük oğlum , yanımda tam da o hafta bezini bırakmaya karar vermiş 3 yaşındaki büyük oğlum , kalbimde endişeyle taşınmıştık Bodrum'a. İlk haftalar  özellikle yalnızlık nedeni ile birazcık sıkıcı olmuştu. Üst komşumuzun çocuğuna bakan sevgili arkadaşım ile tanışınca ve her sabah Bodrum Kalesi'ne bakarak ve sohbet ederek kahve içmeye başlayınca ne kadar sevinmiştim. Tayin işleriyle uğraştık , gebelik ilerledi , Emre okula başladı , Eren doğdu..Yeni ev ,yeni iş derken bir de baktım ki tam bir yıl olmuş Bodrum'da yaşamaya başlayalı.


1 ekim 2013, servis bekliyoruz

26 ekim 2013, katıldığımız ilk doğumgünü ,Berk'in.

Patika'nın güneş sınıfının anneleriyle kaynaştıkça , kahvaltılara , doğumgünlerine katıldıkça yalnızlık hissim kayboldu. Henüz ''çatkapı arkadaşlık'' seviyesinde değiliz ama dolu dolu geçiyor haftasonlarımız. Bodrum'un sevdiğim yanlarından biri bu ; herkes dışardan gelmiş. Yerlileri nerelerde bilmiyorum ama sınıf annelerinin ezici çoğunluğu Ankara ,İstanbul, İzmir kökenli. Eğitimli , kendini yetiştirmiş, belli olgunlukta insanlar. Her biriyle arkadaşlık etmekten memnunum. Çocuklarımızın Bodrum'da büyüyor olmasından mutluyuz. Büyük şehir yılgınlığı var pek çoğumuzda. Neredeyse herkes üniversite mezunu ve eğitimin herşey demek olmadığının farkında. ''Menopoz teyze'' diye adlandırdığım , çocuklara onaysız gözlerle bakan bir grup da var. Eşinden ayrılmış, çocuklarını yuvadan uçurmuş, herşeyden kaçıp buraya gelmişler ve bilumum esnafın hakkından geliyorlar sağolsunlar. Onlarla yollarımız pek kesişmediğinden sorun olmuyor bizim için.

Pahalılık Bodrum diyince ilk akla gelen sıfatlardan biri ve evet gerçekten pahalı. İstanbul kadar pahalı. Nisandan sonra mümkünse dışarda hiç birşey yiyip içmemek lazım. Özellikle yeme içme sektöründe ciddi bir kazıklama olayı var ( Kahvaltının 30 lira olduğu yerde ekstra patates kızartması 15 lira diyeyim anlayın). Fiyat sormadan bişey sipariş etmemek gerekiyormuş, tecrübeyle öğrendik.



Doğa ve hava mükemmel Bodrum'da. Kömür yakmak yasak. Tertemiz bir havası var. Deniz her mevsimde nazlı nazlı önünüzde duruyor ve seyrine doyum olmuyor. Ama korkunç bir yapılaşma ve betonlaşma var. Dağlara doğru uzanıyor dizi dizi site evleri. Heryer inşaat, üç kişiden biri inşaatla ilgili bir iş yapıyor. Bodrum belediyesi kesinlikle imar izni vermemeli artık. İtalya'nın Amalfi'sinde , Fransa'nın St. Tropez'inde eminim ki Bodrum'un yüzde biri kadar bile ev yapılmıyordur. Günümüzün en karlı iş kolu inşaat galiba. Hele ki Bodrum'da. En ucuz evler 250.000 lira ve o evlerde kimse yaşayamaz. Trilyonlara kadar çok rahat uzanıyor fiyatlar.




Küçük İstanbul denirmiş Bodrum'a. Hobiler açısından doğru. Dans ve dil kurslarına , motorsikletle ve bisikletle ilgili pekçok organizasyona katılmak mümkün. Bir de yoga ,pilates, alternatif tıp gibi alanlarda Bodrum bir çekim merkezi. Bu konularda çalışan hatta danışmanlık veren yani bu işlerden para kazanan birçok kişi ile tanışıyorum bugünlerde. Ruhsal arınma ve iyileşme için iyi bir bölge burası gördüğüm kadarıyla.

Kreşler ve okullar sözkonusu olunca da şanslı Bodrum'lular. TED ,Marmara, Merter kolejlerine ek olarak Mutlu Keçi İlköğretim okulu bile var. Küçük Şeyler Anaokulu'nun Bodrum'da şubesi var. Okulumuzdaki bazı anneler eğitim konusunda dertli ama şimdilik iyi gidiyoruz Patika'da.

patika kreş















Biz mutluyuz Bodrum'da özetle. Yaşamadan bilinemez yine de ve mutluluğun tanımını yapmadan kendimizce..

Benzer Yazılar

0 yorum