Pınar Gogulan'la Recall Healing ve Hayat Üzerine Derin Bir Sohbet
Görsel googledan |
Pınar'ın Pozitif Dergisi'nde daha yeni yayınlanmış ropörtajından alıntılarla başlamak istiyorum:
''Recall
Healing, hastalıkların kaynağının geçmiş
travmalar olduğunu savunan, doğru
soruları sorarak, bu travmaların bilinçaltına ittiği duygu ve düşüncelere ulaşmayı hedefleyen ve hastalıkların tedavi
süreçlerine destek olan bir terapi yöntemidir.
Sistem,
işinin piri tıp doktorlarının, binlerce hastayı inceleyerek
yaptıkları bilimsel araştırmaların sonucunda oluşmuştur.
Tekniğin
temeli Dr. Ryke Geerd Hamer’in The German New Medicine/Yeni Alman
Tıp Yaklaşımı tezine dayanır.
Yeni Alman Tıbbı ve Total Biyolojiyi temel alarak Recall Healing sistemini derleyen, oluşturan doktor;
|
Öncelikle,
hastalığınız ve beyninizin davranışı ile ilgili derin bir
farkındalık yaratmak.
Bu
hastalığı sistemim nasıl yarattı? Bu hastalığın bana verdiği
mesaj ne? Bu hastalığın sebebi ne? Önce onu iyice anlamanızı
sağlarız.
Bilinçaltımızın
bizi nasıl etkilediğini anlamak ve içselleştirmek önemlidir.
Daha
sonrasında, mevcut hastalığınıza sebebiyet verebilecek
etkenlerin, olayların, çatışmaların kaynağını belirlemek
ikinci önceliğimizdir.
Seans
sırasında, hastalığın kaynağı ve köküyle bağlanmanız için;
-Hayat
çizginize bakarız (Şimdiki andan doğum anına doğru regresyon
ile).
-Daha
sonra, The Project // Purpose (Programlanmış Amaç) anne karnı ve
öncesine bakarız. O süreçteki travmaları araştırırız.
Ve
son olarak da, aile ağacı analizi yaparız. Atalarınızın
yaşadığı bir travma, alt kuşakların bedeninde hastalık olarak tezahür edebilir.''
Doğrusu, bu yaklaşım bana çok tanıdık ve hararetle destekliyorum. Büyük bir hevesle okuyup yazdığım ''Hastalık İyileşmeye Giden Yoldur'' un felsefesi de buydu.
Daha fazla ayrıntı isterseniz Pınar'ın sitesinden ve blogundan (çok sarsıcı vaka örnekleri için mutlaka bakın) faydalanabilirsiniz. Google'da da epey bir şeyler bulunuyor. Bilgiye ulaşamamak diye bir durum yok 21. yüzyılda. Artık bilgiden daha değerli bir şey var, değerlendirme ve deneyim. Buluşmak isteme nedenim buydu; Deneyimlemek. Malesef tam bir seans ya da danışmanlık almak için gitmedim ama kaçınılmaz olarak hakkımda epey konuştuk.
Pınar'ın Recall Healing üzerine anlattıklarından zihnime kazınanlar şunlar:
-No blame (SUÇLAMAK YOK)
-No guilt (SUÇLULUK YOK)
-No victim (KURBAN YOK)
Kulağa basit geliyor belki ama o kadar sık ve hastalıklı bir şekilde yaptığımız bir şey ki bu. Yargılamamak hiç kolay değil. Şimdilerde pek moda bir anlayış var, bu hayatta tecavüze uğrayan kadın, geçmiş yaşamlarının birinde belki de bir tecavüzcüydü deniyor. Pınar, bu ifadeyi kullanan bir terapist adayına , hocasının ''Böyle düşüneceksen terapist olma'' dediğini söyledi. Yargılamak ve suçlamaya izin yok.
Özellikle anne dünyasında herkesin ,birbirini gözlemleyip açık aradığını görmüyor muyuz? Hırçın, huysuz, zayıf, iyi yemeyen bir çocuk varsa bakışlarımızı hemen anneye çevirmiyor muyuz? Acaba neyi eksik yapıyor da bu çocuk böyle demiyor muyuz?
Çok kadınlı bir ailede büyüdüm ve neredeyse etrafımdaki tüm kadınlar, mutsuz evliliklere hapsolmuş durumdaydı. Hayatıma baktığımda ''çaresizlik'' duygusunun epey baskın olduğunu görebiliyorum bir süredir. Pınar'ın ''Kimse kurban değil'' söylemi elbette tepemin tasını attırdı. Anneannemden, teyzelerimden bahsettim. Birkaç melodram çıkar bildiğim hikayelerden. Ve ''Bilge'' geçinen herkese sormak istediğim soruyu sordum:
''Neden bu kadar çok acı var?''
Cevabı ''Bunu ben de her gün kendime soruyorum ve anlamaya çalışıyorum. Biz bildiklerimize dayanarak sorular soruyoruz fakat bilmediğimiz çok fazla şey var. İlahi bir plan var. '' şeklindeydi. Tabi, şunu diyebiliriz ''Amannn, bu mu yani? Gele gele buraya mı geleceğiz, her şeyde bir hayır vardır deyip çıkacak mıyız işin içinden?'' Bunları Türk -İslam kültürü zaten söylüyor fakat söyleyen kişinin Pınar olması söylenenlere bakış açımızı değiştirmeli çünkü onlarca travmatik vakayla çalışmış, tecavüz-taciz-ensest mağduru yetişkinlere terapi yapmış, bilinç altı denen o uçsuz-bucaksız ülkede yaşayan nice canavarla göğüs göğüse gelmiş bir insan kendisi. Ondan duyunca bu cümleler bana çok iyi geldi. Samimi, mütevazi, teslim olmuş. ''Ben oldum'' edasından uzak, yargısız, bildiklerinden mağrur olmamış...
Tam da bu yazıyı yazarken önüme başka bir blogda çıkan bir kitap yorumundan alıntı yapacağım:
Etkileyici, değil mi?
Şunu da belirtmeliyim ki Pınar'ın nasıl desem, kalp gözü mü açık, frekansları mı farklı, güçlü bir sezgisi var. Benim öylesine sorduğum ama ruhumda yeri çok büyük olan bir soruya tam olarak sormak istediğim şeyi anlayarak, tam olarak almak istediğim cevabı verdi.
Ertesi gün ,aklım konuştuklarımızdaydı. İçimde bir huzur, sakinlik, barış vardı. Sanki bir şey olmuş, bir rüzgar esmiş, yıllardır tozlanmaya terk edilmiş duygularımı canlandırmış ve yaralarımı havalandırmıştı ki ben içime bakmak, derinleri kurcalamak konusunda gayet cesurumdur. Pek yapmadığım bir şey yaptım, hastanenin dua odalarından birine çekilip uzun uzun annemle konuştum. Yaklaşık bir saatin sonunda annemin gençliği ve benim 3-4 yaşımın el ele tutuştuğunu hayal ettim. Çok, çok iyi geldi. Sanki annem yıllardır beni bekliyordu, nihayet kapıyı açmış ve bana elini uzatmasına izin vermiştim..
Daha fazla ayrıntı isterseniz Pınar'ın sitesinden ve blogundan (çok sarsıcı vaka örnekleri için mutlaka bakın) faydalanabilirsiniz. Google'da da epey bir şeyler bulunuyor. Bilgiye ulaşamamak diye bir durum yok 21. yüzyılda. Artık bilgiden daha değerli bir şey var, değerlendirme ve deneyim. Buluşmak isteme nedenim buydu; Deneyimlemek. Malesef tam bir seans ya da danışmanlık almak için gitmedim ama kaçınılmaz olarak hakkımda epey konuştuk.
Pınar'ın Recall Healing üzerine anlattıklarından zihnime kazınanlar şunlar:
-No blame (SUÇLAMAK YOK)
-No guilt (SUÇLULUK YOK)
-No victim (KURBAN YOK)
Kulağa basit geliyor belki ama o kadar sık ve hastalıklı bir şekilde yaptığımız bir şey ki bu. Yargılamamak hiç kolay değil. Şimdilerde pek moda bir anlayış var, bu hayatta tecavüze uğrayan kadın, geçmiş yaşamlarının birinde belki de bir tecavüzcüydü deniyor. Pınar, bu ifadeyi kullanan bir terapist adayına , hocasının ''Böyle düşüneceksen terapist olma'' dediğini söyledi. Yargılamak ve suçlamaya izin yok.
Özellikle anne dünyasında herkesin ,birbirini gözlemleyip açık aradığını görmüyor muyuz? Hırçın, huysuz, zayıf, iyi yemeyen bir çocuk varsa bakışlarımızı hemen anneye çevirmiyor muyuz? Acaba neyi eksik yapıyor da bu çocuk böyle demiyor muyuz?
Çok kadınlı bir ailede büyüdüm ve neredeyse etrafımdaki tüm kadınlar, mutsuz evliliklere hapsolmuş durumdaydı. Hayatıma baktığımda ''çaresizlik'' duygusunun epey baskın olduğunu görebiliyorum bir süredir. Pınar'ın ''Kimse kurban değil'' söylemi elbette tepemin tasını attırdı. Anneannemden, teyzelerimden bahsettim. Birkaç melodram çıkar bildiğim hikayelerden. Ve ''Bilge'' geçinen herkese sormak istediğim soruyu sordum:
''Neden bu kadar çok acı var?''
Cevabı ''Bunu ben de her gün kendime soruyorum ve anlamaya çalışıyorum. Biz bildiklerimize dayanarak sorular soruyoruz fakat bilmediğimiz çok fazla şey var. İlahi bir plan var. '' şeklindeydi. Tabi, şunu diyebiliriz ''Amannn, bu mu yani? Gele gele buraya mı geleceğiz, her şeyde bir hayır vardır deyip çıkacak mıyız işin içinden?'' Bunları Türk -İslam kültürü zaten söylüyor fakat söyleyen kişinin Pınar olması söylenenlere bakış açımızı değiştirmeli çünkü onlarca travmatik vakayla çalışmış, tecavüz-taciz-ensest mağduru yetişkinlere terapi yapmış, bilinç altı denen o uçsuz-bucaksız ülkede yaşayan nice canavarla göğüs göğüse gelmiş bir insan kendisi. Ondan duyunca bu cümleler bana çok iyi geldi. Samimi, mütevazi, teslim olmuş. ''Ben oldum'' edasından uzak, yargısız, bildiklerinden mağrur olmamış...
Tam da bu yazıyı yazarken önüme başka bir blogda çıkan bir kitap yorumundan alıntı yapacağım:
Tanrı, göklerde hoşnutlukla gülümsedi: O'nun istediği buydu, her insanın, kendi yaşamının sorumluluğunu kendi eline alması. Sonuçta, oğullarını bağışların en büyüğü ile donatmıştır: seçim yapabilme ve kendi eylemlerine karar verebilme yeteneği. Yalnızca bu kutsal ateşle yanmış erkekler ve kadınlar, o'na meydan okuyacak yüreğe sahipti. Ve yalnızca onlar, kendilerini O'nun sevgisine geri döndürecek yolu biliyorlardı, çünkü başlarına gelen tragedyanın bir cezalandırma değil, bir meydan okuma, bir sınav olduğunu sonunda anlıyorlardı.
Etkileyici, değil mi?
Şunu da belirtmeliyim ki Pınar'ın nasıl desem, kalp gözü mü açık, frekansları mı farklı, güçlü bir sezgisi var. Benim öylesine sorduğum ama ruhumda yeri çok büyük olan bir soruya tam olarak sormak istediğim şeyi anlayarak, tam olarak almak istediğim cevabı verdi.
Annem ve ben, herhalde 1-2 yaşındayım |
Ertesi gün ,aklım konuştuklarımızdaydı. İçimde bir huzur, sakinlik, barış vardı. Sanki bir şey olmuş, bir rüzgar esmiş, yıllardır tozlanmaya terk edilmiş duygularımı canlandırmış ve yaralarımı havalandırmıştı ki ben içime bakmak, derinleri kurcalamak konusunda gayet cesurumdur. Pek yapmadığım bir şey yaptım, hastanenin dua odalarından birine çekilip uzun uzun annemle konuştum. Yaklaşık bir saatin sonunda annemin gençliği ve benim 3-4 yaşımın el ele tutuştuğunu hayal ettim. Çok, çok iyi geldi. Sanki annem yıllardır beni bekliyordu, nihayet kapıyı açmış ve bana elini uzatmasına izin vermiştim..
Kulağa tüm bunlar nasıl geliyor bilmiyorum ama iyileşiyor gibi hisssediyorum..
Not: Pınar'a sormak istediğim ve cevabını çok merak ettiğim bir diğer soru şuydu:
'' Elini sallasan terapiste çarpıyorsun . Herkes aydınlanmış, herkes nirvanaya ulaşmış. Bu işten para kazanma derdine düşmüş. Bir sürü anlamını bilmediğimiz isimle ki regresyon ve recall healing de bunlardan biri, access bars bir diğeri, şifa dağıtmaya soyunmuşlar. Terapist seçerken nelere bakmalı, neler sormalı?''
El-cevap:
Hizmeti alan sensin; uyanık olacaksın! Terapiste şu soruları rahatlıkla soracak ve doyurucu cevaplar bekleyeceksin?
1. Kendisi için en son ne zaman seans almış?
2. Eğitimini kimden almış?
3. Bir birliğe /ekole üye mi?
4. Alanı ile ilgili katıldığı en son kurs/ kongre ne zamandı?
5. Kendi mentörü/ danışmanı kim?
Doğrusu burada şapka çıkartıp, önünde saygıyla eğilmekten başka yapacak bir şey yok. Umarım kendini ''şifacı, koç, eğitmen'' olarak tanıtan herkes aynı yaklaşımı benimser.
'' Elini sallasan terapiste çarpıyorsun . Herkes aydınlanmış, herkes nirvanaya ulaşmış. Bu işten para kazanma derdine düşmüş. Bir sürü anlamını bilmediğimiz isimle ki regresyon ve recall healing de bunlardan biri, access bars bir diğeri, şifa dağıtmaya soyunmuşlar. Terapist seçerken nelere bakmalı, neler sormalı?''
El-cevap:
Hizmeti alan sensin; uyanık olacaksın! Terapiste şu soruları rahatlıkla soracak ve doyurucu cevaplar bekleyeceksin?
1. Kendisi için en son ne zaman seans almış?
2. Eğitimini kimden almış?
3. Bir birliğe /ekole üye mi?
4. Alanı ile ilgili katıldığı en son kurs/ kongre ne zamandı?
5. Kendi mentörü/ danışmanı kim?
Doğrusu burada şapka çıkartıp, önünde saygıyla eğilmekten başka yapacak bir şey yok. Umarım kendini ''şifacı, koç, eğitmen'' olarak tanıtan herkes aynı yaklaşımı benimser.
8 yorum
Psikoloji ile hastalığın bağlantılı olduğu çok açık. İyi bir moralle kanser bile atlatılabiliyor sonuçta. Ya da bazı insanlar vardır kafalarında hastalık fikri öyle uzaktır ki çok hafif atlatır ve yaşamını hiç etkilemez.
YanıtlaSilBunun tersine mutsuz insanlar da mikrop neredeyse mıknatıs gibi çeker ve ufak bir hastalık bile çabuk çökertir. Hatta bunun neredeyse bir kendini imha isteği olduğunu düşünüyorum. Alzheimer'de mutsuz ve çok düşünen insanlarda çıkıyor. Anılarını birini olduğu kişi yapan şeyi kaybediyorlar yavaş yavaş. Bu da bir tür imha. Bu sebeple bunu durdurmak için beynin bunu yapma sebebini temizlemek kişiyi pozitif çizgiye çekip direncini artırmak sanırım yapılmaya çalışılan. Din de pek çok sorunun cevabı için makul bir rehber haklısınız. Yazıma yaptığınız gönderme için de teşekkür ederim.
Geldiğin ve yorum bıraktığın için ben teşekkür ederim. imha tanımın çok yerinde olmuş.
Silçok etkilendim.
YanıtlaSil:) teşekkürler.
SilBeynimizin o kadar minik bir kısmını kullanabiliyoruz ki.. Kullanmayı öğrendikçe önümüzde ne kapılar açılacak, umarım hep pozitif olsun.. Çok ilginç bir konu, ilgiyle okudum.
YanıtlaSilHarika bende o hastalığı mıknatıs gibi çekip bulanlardanım maalesef
YanıtlaSilYer belli mi yani sabit bir muayene hane var mı?
İnstagram ve facebookdan kendisine ulaşabilirisniz. Bodrumda bir ofisi var ve Ankara-İstanbulda seans yapıyor bildiğim kadarıyla. Sizi yeni bloga beklerim, kalemimdenhayat.blogspot. Sevgiler.
Silguzel paylasım
YanıtlaSilsohbet
mobil sohbet
chat