Oğlumun gene uyumadığı ve zombiye dönüştüğüm şu günlerde çıldırmanın eşiğine geldiğimi hissediyorum sıklıkla.Yaşadığım tek kelimeyle ''ÇARESİZLİK''..Artık 3 yaşına gelmiş bir çocuğu uyutmak için yapılacak fazla bişey yok ; odasının kapısını üstüne kilitlemek dışında (Hiç yapmadım çok şükür). Bir şekilde uyutmak zorundayız ve bunun için bin takla atıyoruz.Eşim olmasa kendimi kaybetmem işten değil.
Çıldırma eşiğine geldiğim anlarda son çare olarak ''Şu an nerede olmak isterdim?'' sorusunun cevabını düşünüyorum.Kesinlikle deniz kenarı değil çoğu kişinin aksine.Serin bir orman içinde, bir kütük evde kocaman bir odadayım.Şömine yanıyor; ben ya geniş bir masanın başında yazıyorum ya da rahat bir okuma koltuğunda heyecanlı bir kitap okuyorum.İşte Tess Gerritsen kitapları bu hayalin içinde yer alabilecek kitaplar (Güzel bağladım :)
Tess Gerritsen bir adli tıpçı ve bir polis ( Cnbce'de Rizzzoli ve Isles olarak dizisi var bu iki kahramanın) eşliğinde genellikle bir doktorun da olduğu müthiş heyecanlı ve sürükleyici kurguyla bir gecede bitirilmesi zorunlu kitaplara imza atıyor.Cerrah,Çırak,Günahkar,İkiz Bedenler,Gece Nöbeti ,Siliniş gözdelerim. Polisiye ve adrenalin seven herkese şidddetle tavsiye ederim.
Benzer Yazılar
Kendini kitapkurdu sayan bir annenin çocuğu olarak Emre'nin kitaplara düşkün olmasını bekliyordum ancak kitapları yırtmaya daha meraklı bir tavır sergiledi bugüne kadar.Kardeşe hazırlık çalışmaları kapsamında
Elfana'nın blogunda rastladığım listeden birkaç kitap sipariş ettim.Merakla gelmesini bekliyordum.Pezzettino ve Gergedanlar Krep Yemez'in kardeşle ilgisi olmasa da birkaç yerde rastlamıştım ve güzel şeyler okumuştum haklarında ; onları da listeye ekledim. Emre'den çok ben hevesliydim aslında.
Kitaplara Emre hiç ilgi göstermedi , ikisi hariç : Üff Keşke Kardeşim Olsa ve Gergedanlar Krep Yemez.
Keşke Kardeşim Olsa'nın resimleri çok güzel, yazılarını ise ben kafama göre ; Emre'nin ilgisini çekecek şekilde değiştirerek okuyorum.Açıkçası kitabın dilini pek beğenmedim , bana biraz zorlama geldi.
Gergedanlar ise gerçekten çok güzel , hem metni hem resimleri hem hikayesi çok hoşumuza gitti.Anne ve babasının ilgisine hasret olma durumu çocuk gözüyle ancak bu kadar anlatılabilirmiş.Aynı yazar ve çizerin diğer kitabı Köpekler Bale Yapmaz'ı da alınacaklar listesine koydum hemen.
Kitaplarımı genellikle kitapyurdu.com'dan alıyorum.Bir şikayetim de olmadı bugüne kadar ama görmeden çocuk kitabı almayı düşünmüyorum bir daha.Resimleri mutlaka görmek lazım.Yaşasın Kardeşim Oldu 'nun resimleri çok karanlık ve karmaşık örneğin..Pezzettino'nun hikayesi ve baskısı farklı güzellikte olsa da biraz daha büyümesi gerekiyor anlamak için ; onu da kenara bıraktık.
Online alışveriş artık milyar dolarlık bir pazar olsa da aldığım pekçok şeyden (giysi olsun , çocuk ayakkabısı olsun) memnun kalmadım.En az bir kez geri gönderdim iade için ya da kalitesi fotoğraftaki gibi çıkmadı.
Kitap deneyimlerimizi biz de paylaşacağız bundan sonra .Pekçok blogda okumayı sevdiğim bir etiket olan '' ''çocuk kitapları'' etiketimize bol bol yayın girmek umuduyla..
Benzer Yazılar
Yazar
sevgili günlük
Pazartesi, Nisan 22, 2013
yeniden hamile
Şaka maka gebeliği yarıladık.16.hafta kontrolünde Diyarbakır'daki doktorun gördüğü ve amniyotik bant değil de rahimde bir perde gibi karmaşık açıklamalar yaptığı oluşum Bodrum'daki ilk muayenede de kendini gösterdi.Bir internet annesinin tavsiyesi ile gittiğimiz doktorumuz Almila Bal daha probu koyar koymaz ''Banta benziyor'' dedi ancak son derece olumlu bir tavırla bebekte bir sorun olmadığını ,bant varlığında ilk üç aylık periyotta olacakların önemli olduğunu ,Çapa'dan bir hocasına danışacağını ekledi. Şükürler olsun ki felaket tellallığını iyi hekimlik sanan doktorlardan değil kendisi.Birkaç gün sonra aradığında hocanın ''Bebeğin ultrasonunda sorun yoksa yapılacak bişey olmadığını'' söylediğini bize anlattı.Yine de bir hafta sonra İzmir'de perinatolojide çok tanınmış olduğunu bir doktor arkadaşımızın tescillediği bir hocaya görüneceğiz.İnşallah içimiz iyice rahatlar.
Hafif hafif hareketlerini hissediyorum artık ama öyle güçlü tekmeler daha başlamadı.Birkaç gün önce hareketleri tamamen kaybolmuş gibi geldi iki gün boyunca ve çok endişelendim.Bebeği kaybettiğimizi bile düşündüm.Almila Hanım'a gittiğimizde hareket hissetmiyorum demedim.O da ilk birkaç dakika eşimle ekrana bakıp hiç konuşmayınca ''Tamam '' dedim , ''Bitti bu iş''. ''Hareket ediyor mu ''diye sorduğumda ''evet'' diyince şaşırdım hatta.Beynim çok çabuk felaket senaryosu yazıyor.Kadın beyninde mi var böyle bir eğilim ,karman çorman hormonlar mı bizi bu hale getiriyor bilmiyorum.
Bundan sonraki haftaların daha hızlı geçeceğini tecrübeyle biliyorum.Umarım sağlıkla kucağımıza alırız oğlumuzu.
Benzer Yazılar
Yazar
sevgili günlük
Pazartesi, Nisan 22, 2013
ordan burdan
|
Bodrum'daki ilk evimizin manzarası |
Aradan 20 gün geçmiş son yayından bugüne! İnanılır gibi değil ,zamanın hızı baş döndürücü. Bizim için sürprizlerle başlayan 2013'ün ilk çeyreğinde Bodrum'a taşındık ve ben ev hanımlığına terfi ettim tekrar. Tayin işlerim hallolana kadar mecburen evde olacağım. Bakıcımız da olmadığından hepimizin lehine bir durum bu. Üç nisandan beri bakıcımız yok ve itiraf etmeliyim ki çileden çıkmaya yaklaştığım anlar oluyor. Çocukla molasız 12 saati baş başa geçirmek beni çok zorluyor. Sanal dünyadan tanıdığım ikiz-üçüz annelerinin önünde saygıyla eğiliyorum yeri gelmişken. Hele üçüz annesi Sema'nın hayatını düşündükçe ''anne'' denen varlığın doğaüstü güçleri olduğundan yüzde yüz emin oluyorum. Bu kadar zorlanmamda payın büyükçe bir kısmının bana ait olduğunu bilmek beni ayrıca üzüyor ; bir türlü yola koyamadığım uyku meselemizde gecede bir kez de olsa uyanmalar devam ediyor ve zombi gibi dolaşıyorum ortalıkta. Emre'ye sınır koymayı beceremiyor oluşum da diğer önemli sorunum. İsteklerine baştan ''hayır'' deyip sonra izin vermektense hiç çatışmaya girmemeyi seçiyorum , bu nereye kadar devam edebilir bilmiyorum. Kreşle birlikte bizi çok ciddi sorunların beklediğini hissediyorum.
Haziranın ikinci haftası kreşe başlayacak Emre. Bodrum'da epey tercih edilen Patika'ya gidecek. Bana hala çok küçük gelse de insan içine karışmak için ,ikinci bebekten önce alışsa iyi olur diye düşündüğümden ve evde ona yetmenin, onu mutlu etmenin sıkıntısını çektiğimden vazgeçmemeye kararlıyım. Unutmadan bezini kendiliğinden bıraktı ancak oyuna daldığında , dışarıdayken veya canı istemediğinde altına yapıveriyor. Çamaşır makinesını icat edenden Allah bin kere razı olsun:)
Bodrum'da olmaya gelince : Çok güzel bir coğrafya her şeyden önce. Tertemiz , mis gibi , hafif ve yormayan havası ,yeşilliği ve denizi beni mest ediyor. Kurak ve sapsarı Güneydoğu'dan sonra Bodrum serin bir vaha gibi.En sevmediğim yanı ise izole bir hayat sürüyor olmamız. Henüz yeni taşınmış olmamızın bunda payı olsa da burada herkeste bir yazlıkçı havası var . Kimseyle kalıcı ilişkiler kurmak mümkün değilmiş gibi.. Evden çıktığımızda vakit geçirebileceğimiz bahçe dışında bir yer yok. Park hiç yok. Merkezde iki adet çocuk parkı gördük şimdiye kadar. Mahalle bakkalı havasındaki marketlerden de hiç yok ; hep devasa süpermarketler ve oralara çocukla girmek hem akla hem cüzdana epey zarar veriyor.
Şimdilik haberler bu kadar..
Benzer Yazılar
Yazar
sevgili günlük
Pazartesi, Nisan 01, 2013
tuvalet eğitimi
Emre cumartesi sabahı kalktı, bezi dahil tamamıyle soyundu ve bir daha bez istemedi.Birkaç kez lazımlığa ,bir kaç kez adaptörlü tuvalete,birkaç kez de yere-pantolonuna yapsa da son iki günü gece hariç bezsiz geçirdi.Nedense sürekli çıplak olmak istiyor ve malesef ki pipisini keşfetti.Eli hep pipide.
Hayretler içindeyim,beni çok uğraştırabileceğini düşündüğüm bir mesele böyle kolaylıkla hallolursa çok sevineceğim.Daha aldığım ''Stressiz Tuvalet Eğitimi'' kitabının kapağını bile açmadım.
Benzer Yazılar
Yazar
sevgili günlük
Pazartesi, Nisan 01, 2013
yeniden hamile
Haftalar akıp gidiyor.Taşınma öncesi son kontrol için Diyarbakır'daydık üç gün önce.12.hafta kontrolünde ''Amniyotik bant olabilir'' denen görüntüyü diğer doktor da yakaladı.Geçen kontrolde hiç dikkatini çekmeyen anomali bu kontrolde doktoru epey ilgilendirdi.Ne kadar serin olmaya çalışsak da gerildik ,gebelik ilerledikçe neler olabileceğine dair felaket senaryoları yazmaya başladım hemen.
Doktorun son lafı ''gebeliğe olumsuz bir etkisi olmayacağı'' yönünde, umarım olmaz.
16.hafta itibariyle 57 kiloyum.Bu gebelik epey irileştirecek beni.
Bir haftadır ayakta atlatmaya çalıştığım nezle benzeri tablo korkarım ki sinüzite dönüştü.Başım ve alt dişlerim ağrıyor.Birkaç saat arayla parasetamol almasam ağlayacak raddeye geliyorum.Son iki günü fırsat bulabilsem hiç kalkmadan geçirebilirdim ama evde bir çocuk olunca yatmak anne için bir rüya.Dün bakıcısı geldi de biraz toparlandık.
Taşınma tantanası da cabası.Eşyalar üçe bölündü.Bir kısmı annemlere gidecek ,bir kısmı burada kalacak,bir kısmı taşınacak.Çöpe gidenler de var,komşulara dağıttıklarım da.Sonuç olarak Dövüş Klubü'nün muhteşem repliğini hatırlıyorum ''İhtiyacımız olmayan şeyleri satın almak için sevmediğimiz işlerde çalışıyoruz''
Bu da böyle bir dönem hayatımızda, tantanalı,yorucu,karmaşık..15 güne kadar suların durulacağını ümit ediyorum..
Benzer Yazılar